SANATA İZİN
sanata izin şiir kitabı TebDer

Helal Kazans

HELAL KAZANÇ                “Babama ve Tüm Emekçilere”
 
İşçiydi baba, alüminyum fabrikasında
Vardiya ile çalışan
On iki – sekiz, sekiz – dört, dört – on iki
Tokat’tan şirketiyle gidip
Oradaki işleri bitince
Fabrikada kalıcı iş arar kendine
Bulamaz önce
Bir Kürt, hala dua ettiği
Aracı olur da
Ambarda işe başlar
İnşaat malzemelerinden sorumlu
Koskoca fabrika
O zaman, dünyanın üçüncü büyüğü
Alüminyum üretilir
Ama en az on büyük bölümü var
Koskocaman bir kompleks
On binden fazla işçi çalışır.
Babasız büyümüş babam
O yüzden biraz çekingen
İşinde gücünde adam.
On iki Eylül’den önce
Servis otobüslerinin önüne
Bir DİSK’liler geçermiş DİSKİN önünde
Üye kayıt için, kötek zoruyla
Bir Türk Metal sendikası
Sağ, sol kavgası.
O günlerden beri
Otobüse, servise binmez olmuş
Yürümeyi adet edinmiş
Mahallenin diğer işçileriyle
Beş kilo metre yolu
Kış, kar, yağmur, çamur
Yürüyerek gidip gelirler
 
-Hatırlıyorum, çocuktum kavga zamanı
Okulumuzun karşısı
Sağcıların sendikası
Yüz metre yukarısı da DİSK
İlkokul çıkışı, bir gün üç arkadaş
Yol kenarından eve giderken
Ellerinde sopalı kalabalık
Birbirlerine girdiler de
Polis copunu ilk kez orada
Bacaklarımda hissettimdi.
Memur Amca:
“Defolun lan buradan
Koşun evinize doğru.”-
 
Neyse ambarda
Amirin hovardalıklarına
Sabredemeyince babam
Başka yere
Fidan dikmeye gönderilen
Darbeden birkaç sene sonra
Ortalık durulunca
Kampa ayrılanlar, babamlar
Kısımlara ayrılınca
Tamir bakım
Lojmanlarda kalanların
Mühendislerin, müdürlerin, teknikerlerin
Ev eşyalarının tamiri.
Altı ayda orada çalışmış.
 
-Bu arada
İş hayatı boyunca altı gün izin almış
Emeklilik evrakında görmüştüm.
Oda kardeşlerim doğduğu zaman.
 
Sel basmıştı, hatırlıyorum bir bahar
Yeşil Mahallede
Yeni yaptığımız eve
O gün bile, çizmelerini çekip gece
İşe gitmişti de
Annem:
“Nereye bırakıp gidiyorsun Adam
Ya bize bir şey olursa!”
“Ne diyorsun kadın, işten mi kovulayım!”
 
En son haddehaneden emekli oldu.
İşini seviyordu.
Kovulmaktan, işsiz kalmaktan
Korkuyordu.
 
Hile, hurda, sahte rapor
Yandaşlık bilmeyen babam
Aklına bile gelmeyen adam  
Yirmi yıl boyunca tam zamanında
Karta basan, helal kazanan
Alın teriyle çalışan ve
Dört çocuğunun hepsini üniversite okutan
Bu gün bile
“Bu emekliliğim olmasaydı
Ne olurdu benim halim?
Kim bir kuruş verirdi
İlaçlarımı kim alırdı” deyip
Şükreden adam.
 
Marx Amca bilseydi.
İşçi babam ne yönetim, ne siyaset
Ne dava, kavga bilmeden yaşadı
Onun tek derdi
Çocuklarına ailesine helal kazanmaktı.
 
Üretim araçlarının kimin elinde
Olmasından çok, paslanmamasını isterdi.
 
Birde hatırladığım, annem annesini özleyince
Fabrikanın santralinden gece, telefon ettiğimiz
Çocuktum. Evlerde elektrik, telefon
Televizyon yoktu, o zaman.
Bizim evde gaz lambası,
 
Perdesini yaktığım ev.
Yol kenarında
Kaç sene kaldık orada
Ben liseye başlayıncaya kadar
Ucuzdu kirası.
Artan parayla, kendi evimizi
Aydan aya taksitlerle
Bu sene kum, çimento
Geçen seneden demiri
Gelecek sene tuğlası birikerek yapılan
Altı senede.
İçine girilecek kadar olunca girilen
Yeni beton soğuk.
Bahçesinde tulumbalı kuyu
Birde armut ağacı, sultan armut
Kendimize ait bir ev
Emekli olununca
Üç beş kuruş demeden satılan.
Önünde kaza olunca
Komşumuzun oğlu, kamyonun altında
Ezilince
Oradan da soğuduk.
Ne kuyunun suyu
Ne armut, kayısı ağaçları
Ne kümeste tavuklar
Taze domates, biber
Tat vermez oldu.
İşçi babamın emeği
Nasırlı elleri
Harama değmedi
Aklına bile gelmedi.
 
                                    Erkan Yazargan
                                    01 MAYIS 2011
                                    TOKAT

FaceBook ta paylaş
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol