SANATA İZİN
sanata izin şiir kitabı TebDer

Şehit ve İnisiyatif

 

ŞEHİT                      
“Söyleme”


Şahit olan

 

Bizim, sizin, onların şehitleri

 

Adanmış ölüm, bir çeşit fedailik

 

Kahramanlığın bir adım ötesi

 


Genç ölüm, acı ölüm

 

Kırılan fidan, yakılan orman

 

Üretimi duran, kalan, olamayan

 

Neresi doğru

 

Kandırma beni, kışkırtma”

 

İki mevzi, iki karşı

 

Kurtulabilene aşk olsun

 

Neresi kurtuluş

 

Neresi

 

Özümü yele vereli

 

İstemiyorum cevherimi tutuşturmayı

 

Hadi bakalım şimdi sıra sende

 

Ne söyleyeceksen söyle

 


03.01.2013

 

TOKAT

 

BU MU DÜNYA” KİTABINDAN


 

 


İNİSİYATİF “Olmaza”

 


Atmak birilerini birilerinin önüne

 

Habersiz veya haberli

 

Onlar terk ettiğinden beri

 

Beceremeyeceklerini

 

Huzurlu

 

Tutulacak dal çürükse zaten

 

Yüksekse hele

 

Bir uçurumun başındaysa örneğin

 

Çağırıp durduğun yoldaşların

 

Ya çılgın, ya kanser

 

Zaten ölecek öyle veya böyle

 

Tutarsız bağlılıklar saçma

 

Dayanaklar temelsiz ve çürük

 

Başkalarının yalanlarına sen de kanma

 

Uçurumun dibi kayalık

 

Sıyrıl, kurtul, ayrıl, uzaklaş

 

Başındaki çürük daldan o uçurumun

 

Ve kopmak üzere olduğu kayadan

 

Beni ise, hiç çağırma boşuna

 

Kaçıncı kurtuluşum oradan

 

Hayallerden ve olmazlardan

 


03.01.2013

 

TOKAT

 

DIŞARDAN” ŞİİR KİTABINDAN

İki şiiriniz de, "ŞEHİT" ve "İNİSİYATİF," insanlık durumunun karanlık yönlerini, fedakarlığın sorgulanışını, hayal kırıklıklarını ve kişisel kurtuluş arayışını güçlü bir dille ele alıyor. Her ikisi de, okuyucuyu rahatsız edici sorularla yüzleştiriyor ve derin bir düşünceye sevk ediyor.
"ŞEHİT" Şiirinin Analizi
"ŞEHİT" şiiri, kutsallaştırılmış bir kavram olan şehitliği, acı ve sorgulayıcı bir perspektiften ele alıyor. Şair, şehitlik olgusunun arkasındaki gerçekliği ve birey üzerindeki etkilerini sorgularken, savaşa ve fedakarlığa yönlendiren söylemleri reddediyor.
 * "Şahit olan / Bizim, sizin, onların şehitleri": Şiir, şehit kavramının sadece tek bir gruba ait olmadığını, her inanç ve topluluğun kendi "şahit olanları" olduğunu belirtiyor. Bu, kavramın evrenselliğini vurgularken, aynı zamanda çatışmanın iki tarafında da benzer kayıpların yaşandığını ima ediyor.
 * "Adanmış ölüm, bir çeşit fedailik / Kahramanlığın bir adım ötesi": Şair, şehitliği bir tür "adanmış ölüm" ve "fedailik" olarak tanımlayarak, kahramanlığın bile ötesinde, iradi bir son olduğunu dile getiriyor. Bu tanımlama, hem bir yüceltme hem de sorgulamanın başlangıcıdır.
 * "Genç ölüm, acı ölüm / Kırılan fidan, yakılan orman / Üretimi duran, kalan, olamayan": Bu dizeler, şehitliğin getirdiği trajik sonuçlara odaklanıyor. Genç yaşta gelen ölümün acısı, "kırılan fidan" ve "yakılan orman" metaforlarıyla hayatın yok oluşuna, geleceğin kararmasına işaret ediyor. "Üretimi duran, kalan, olamayan" ifadeleri ise, kaybedilen canın sadece bir birey olmadığını, aynı zamanda topluma olan katkısının, potansiyelinin ve gelecekte yaratabileceklerinin de yok olduğunu vurguluyor. Bu, şehitliğin arkasındaki kaybın somut ve derin boyutunu gözler önüne seriyor.
 * "Neresi doğru / 'Kandırma beni, kışkırtma'": Şair, bu kayıplar karşısında "doğru" olanın ne olduğunu sorguluyor. "Kandırma beni, kışkırtma" diyerek, insanları ölüme, çatışmaya veya fedakarlığa teşvik eden retoriklere karşı açıkça bir reddediş ve isyan ortaya koyuyor. Bu, şehitlik söyleminin arkasındaki manipülasyona bir başkaldırıdır.
 * "İki mevzi, iki karşı / Kurtulabilene aşk olsun / Neresi kurtuluş / Neresi": Savaşın ve çatışmanın taraflarını "iki mevzi, iki karşı" olarak tanımlayarak, bu durumdan kimsenin gerçek anlamda "kurtulamayacağını" belirtiyor. Bu, savaştaki kayıpların sadece bir tarafa özgü olmadığını ve nihai bir zaferin imkansızlığını düşündürüyor. "Neresi kurtuluş / Neresi" soruları, umutsuzluk ve çıkışsızlık hissini derinleştiriyor.
 * "Özümü yele vereli / İstemiyorum cevherimi tutuşturmayı": Şair, kendi özünü, yani benliğini ve içsel değerini daha önce "yele verdiğini" (boşa harcadığını veya feda ettiğini) ima ediyor. Bu deneyimden sonra, kendi "cevherini" (değerli içsel gücünü) yeniden ateşe atma, yani boş ve yıkıcı bir fedakarlık için tüketme isteğini reddediyor. Bu, kişisel bir aydınlanma ve kendini koruma içgüdüsüdür.
 * "Hadi bakalım şimdi sıra sende / Ne söyleyeceksen söyle": Şiir, bu derin sorgulamaların ve kişisel reddedişin ardından, karşı tarafa (belki de okuyucuya, topluma, veya bu söylemleri sürdürenlere) meydan okuyarak bitiyor. "Sıra sende" diyerek, bu acı gerçekler karşısında ne söyleyeceklerini, nasıl bir yanıt vereceklerini sorguluyor. Bu güçlü kapanış, şiirin sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda bir davet ve yüzleşme olduğunu gösteriyor.
Şiir, savaşın yıkıcılığını, şehitlik kavramının karmaşıklığını ve bireyin bu yıkıcı döngüden kaçma arzusunu cesurca dile getiriyor. Toplumsal dayatmalar ve kahramanlık söylemleri karşısında kişisel bir isyan ve öz-koruma çağrısı yapıyor.
"İNİSİYATİF" Şiirinin Analizi
"İNİSİYATİF" şiiri, güvenilmez liderlik, sahte bağlılıklar ve kişisel kurtuluşun ancak kendi başının çaresine bakmakla mümkün olacağı temasını işliyor. Şiir, okuyucuya bir uyarı niteliğinde ve tehlikeli ilişkilerden uzaklaşma çağrısı yapıyor.
 * "Atmak birilerini birilerinin önüne / Habersiz veya haberli": Şiir, başkalarını riske atmak, kurban etmek veya onları tehlikeli durumlara sokmak gibi manipülatif eylemleri tasvir ederek başlıyor. Bu, "inisiyatif"in kötüye kullanımını veya sorumsuz liderliği ima ediyor.
 * "Onlar terk ettiğinden beri / Beceremeyeceklerini / Huzurlu": Bu dizeler, gücü elinde tutanların veya lider konumundakilerin kendi yetersizliklerini fark ettikten sonra sorumluluktan kaçışlarını ve bu kaçıştan "huzur" bulmalarını eleştiriyor. Bu, bir tür narsist veya sorumsuz bir tutumu gösteriyor.
 * "Tutulacak dal çürükse zaten / Yüksekse hele / Bir uçurumun başındaysa örneğin": Şair, insanların güvenmeye çalıştığı "dalın" (dayanak noktasının, liderliğin, inancın) aslında çürük olduğunu metaforik olarak ifade ediyor. Bu dalın "yüksekte" ve "uçurumun başında" olması, durumun tehlikesini ve düşüşün kaçınılmazlığını vurguluyor. Bu, yanlış seçimlerin veya yanlış kişilere duyulan güvenin felaketle sonuçlanacağını gösteriyor.
 * "Çağırıp durduğun yoldaşların / Ya çılgın, ya kanser / Zaten ölecek öyle veya böyle": Bu dizeler, tehlikeli bir durumda güvenilen "yoldaşların" da aslında kendilerinin sorunlu, sağlıksız veya zaten ölüme mahkum olduğunu belirtiyor. "Çılgın" veya "kanser" benzetmeleri, bu kişilerin taşıdığı tehlikeyi ve güvenilmezliği vurguluyor. Onların zaten "ölecek" olması, bağlanılan bu figürlerin kalıcı bir destek sunamayacağını gösteriyor.
 * "Tutarsız bağlılıklar saçma / Dayanaklar temelsiz ve çürük / Başkalarının yalanlarına sen de kanma": Şair, bu tür "tutarsız bağlılıkların" anlamsızlığını ve "temelsiz ve çürük dayanaklara" güvenmenin boşluğunu açıkça dile getiriyor. Okuyucuya veya dinleyiciye doğrudan seslenerek, "Başkalarının yalanlarına sen de kanma" uyarısında bulunuyor. Bu, kişisel uyanış ve farkındalık çağrısıdır.
 * "Uçurumun dibi kayalık / Sıyrıl, kurtul, ayrıl, uzaklaş / Başındaki çürük daldan o uçurumun / Ve kopmak üzere olduğu kayadan": Bu dizeler, tehlikeli durumdan acil olarak uzaklaşma emri niteliğindedir. "Uçurumun dibi kayalık" imgesi, bekleyen nihai tehlikeyi vurguluyor. "Sıyrıl, kurtul, ayrıl, uzaklaş" fiilleri, pasif kalmak yerine aktif olarak kendi kurtuluşunu gerçekleştirme çağrısıdır. "Çürük dal" ve "kopmak üzere olan kaya" metaforları, güvenilmez ve tehlikeli bağlardan kopmanın hayati önemini gösteriyor.
 * "Beni ise, hiç çağırma boşuna / Kaçıncı kurtuluşum oradan / Hayallerden ve olmazlardan": Şiir, şairin bu tür "uçurumlardan," "hayallerden" ve "olmazlardan" ("gerçekleşmeyecek durumlardan") defalarca kurtulduğunu belirterek sona eriyor. Bu, şairin kendi deneyimlerinden ders çıkardığını ve artık bu tür durumlara bulaşmak istemediğini gösteriyor. "Beni ise, hiç çağırma boşuna" diyerek, kişisel kurtuluşun bireysel bir eylem olduğunu ve dışarıdan bir kahraman beklememenin gerekliliğini vurguluyor. Bu, "Bana Değil" şiirindeki "Tek gerçek cevabı yine sende" temasıyla da örtüşüyor.
Bu şiir, güvenilmez otoritelerden, sahte bağlılıklardan ve tehlikeli durumlardan uzaklaşmanın, kişisel inisiyatif alarak kendi kurtuluşunu sağlamanın önemini işliyor. Aynı zamanda, hayal kırıklığı ve umutsuzluk içinde bile olsa, bireyin kendini koruma ve hayatta kalma gücüne dair bir manifestodur.
Bu iki şiir de, yazarın eleştirel, sorgulayıcı ve yer yer isyankar duruşunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle toplumsal ve kişisel özgürlük, sorumluluk ve dayanıklılık temaları ön planda.
Başka şiirleriniz hakkında konuşmak ister misiniz?
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol