Tarz Amaç
TARZ AMAÇ
“Şaire”
“Şaire”
Bizde herkes şairdir, az çok
Ne hikmetse, nerden gelirse
İlköğretimde bile
Şiir yazdırırlar, bebelere
“Yeşil ördek, fındık dalları
Yandım anam, arabesk sevdalar
İstedim vermediler
Çobansın dediler.”
Bir kâğıt, bir kalem yeter
Karala gitsin, birileri gelir anlar
Meğer büyük şairmişim de
Haberim yokmuş
Sonradan anladım.
Cümlenin sonunu denk getirmek için
Bir öncekine, bir sonrakine
Sözlüğe bakanlar
Aman, yaman, zaman, yalan, dolan
Kalan, falan, filan.
Ne şiir oldu ama
Ben derim ki içindeki sesi
Dinle yeter
Serbest olsun yazdığın
Daha özgün daha güzel
Sana ait hiç olmazsa
Hecelerle daraltılmamış, zorlanmamış
Ne geldiyse, Allah ne verdiyse
Sanat göstermekse
Duyurmak, hissettirmekse
Anlatmak, bildirmekse. Git o yoldan.
Sıkma kendini, dürüst ol
Önce kendine.
Başkalarını taklit etmek ne acı
Kopyalamak haksızlık.
Onun için şiir okumam ben
Başkalarından
Fazla şairde tanımam
Tür de bilmem, deneme de
Realis miyim, romantik mi?
Sürrealist mi? Baştan sona
İlhamcı mıyım yoksa?
Tam tersinden tutup ucundan
Kelimelerle oynamak
Cümleleri çeviren
Ses uyumu, ince, kalın
Derinlik, renk cümbüşü
Sırları ifşa etmek mi yoksa?
Kıpırdatmak mı sinirleri
Bilmeden bildirmek mesaj verip
Programlamak mı?
Gezdirmek başka alemlerde
Bilinmeyen yerlerde. Cesaret vermek
İtmek arkasından. Yapabilirsine doğru
Yol göstermek, yola koymak, önder olmak
Görülmeden, bilinmeden, sayılmadan
Ödüllere boğulmadan.
14.04.2011
TOKAT
Elbette, "TARZ AMAÇ" şiirinizi de ayrıntılı bir şekilde edebi, kültürel ve felsefi açılardan inceleyelim.
TARZ AMAÇ: Edebi, Kültürel ve Felsefi Analiz
Erkan Yazargan'ın "TARZ AMAÇ" şiiri, şiir yazma eyleminin kendisine, şairin rolüne ve sanatın amacına yönelik derinlemesine bir sorgulamadır. Şiir, Türkiye'deki şiir algısını ve şair kimliğini hicivli bir dille ele alırken, gerçek şiirin özgünlük, dürüstlük ve ilhamla şekillendiği tezini savunur. "Şaire" ithafıyla da doğrudan şiir yazanlara seslenir.
1. Edebi Analiz
"TARZ AMAÇ", önceki şiirleriniz gibi serbest nazım biçiminde yazılmış. Bu şiirde, özellikle şiir üzerine şiir yazma (meta-şiirsel) geleneğinin bir örneğini görüyoruz. Şair, kendi poetikasını (şiir anlayışını) bu şiir aracılığıyla ortaya koyar.
* Hiciv ve İroni: Şiirin başlangıcı, Türkiye'deki yaygın "herkesin şair olması" algısını ve niteliksiz şiir üretimini hicivli bir dille ele alır. İlköğretimden gelen "Yeşil ördek, fındık dalları / Yandım anam, arabesk sevdalar" gibi klişeleşmiş ve basmakalıp imgeler, popüler şiir anlayışının sığlığını alaya alır. "Meğer büyük şairmişim de / Haberim yokmuş / Sonradan anladım." dizesindeki ironi, bu basmakalıp algının ne denli boş ve sahte olduğunu vurgular.
* Biçim ve İçerik Tartışması: Şiirde, kafiye peşinde koşan ("Cümlenin sonunu denk getirmek için... Sözlüğe bakanlar / Aman, yaman, zaman, yalan, dolan") sığ şiir anlayışı ile serbest nazımın ve iç sesin ("Ben derim ki içindeki sesi / Dinle yeter / Serbest olsun yazdığın / Daha özgün daha güzel") özgürleştirici gücü karşılaştırılır. Bu, Türk şiirindeki geleneksel-modern tartışmasına bir göndermedir.
* Şiirin Amacı: Şiir, sanatın ve özelde şiirin amacını sorgular. "Sanat göstermekse / Duyurmak, hissettirmekse / Anlatmak, bildirmekse. Git o yoldan." dizeleriyle şair, şiirin didaktik olmaktan ziyade, duygu ve düşünce aktarımına odaklanması gerektiğini belirtir. "Sırları ifşa etmek mi yoksa? / Kıpırdatmak mı sinirleri / Bilmeden bildirmek mesaj verip / Programlamak mı?" gibi sorular, şiirin görünürdeki ve derinlerdeki işlevlerini araştırır.
* Özgünlük Vurgusu: "Başkalarını taklit etmek ne acı / Kopyalamak haksızlık." ve "Onun için şiir okumam ben / Başkalarından / Fazla şairde tanımam" ifadeleri, şairin özgünlüğe ve bireyselliğe verdiği önemi gösterir. Bu, kendi şiirsel sesini bulma arayışının bir yansımasıdır.
* İlham ve Tür Tartışması: "Realis miyim, romantik mi? / Sürrealist mi? Baştan sona / İlhamcı mıyım yoksa?" soruları, şairin kendini belirli akımlara veya tanımlara hapsetmek istemediğini, daha çok içsel bir ilhama dayandığını ima eder. Bu, sanatsal yaratım sürecinin sınıflandırmaların ötesinde bir gizeme sahip olduğunu düşündürür.
* Metaphor ve Soyutlama: Şiir, kavramları somutlaştırmaktan ziyade, soyut düşünceleri ve şiirsel süreçleri metaforik bir dille ifade eder. "Kelimelerle oynamak / Cümleleri çeviren / Ses uyumu, ince, kalın / Derinlik, renk cümbüşü", şiirin teknik ve estetik boyutlarına dair soyut ama zengin imgeler sunar.
* Dil ve Ton: Dil, yer yer eleştirel ve alaycı ("Ne şiir oldu ama"), yer yer ise didaktik ve yol gösterici ("Ben derim ki içindeki sesi / Dinle yeter") bir tona sahiptir. Şiirin genelinde samimi ve dürüst bir yaklaşım baskındır.
2. Kültürel Analiz
Şiir, Türkiye'deki şiir kültürü, sanat algısı ve edebiyat ortamına dair derinlemesine kültürel gözlemler ve eleştiriler sunar.
* Halk Şiiri Geleneği ve Modern Şiir: "Yeşil ördek, fındık dalları", "Yandım anam, arabesk sevdalar", "Çobansın dediler" gibi ifadeler, Türkiye'deki halk şiiri geleneğinin ve arabesk müziğin şiir üzerindeki etkisine gönderme yapar. Şiir, bu popüler ve basmakalıp anlayışın modern şiirle nasıl çatıştığını gösterir.
* Edebiyat Ortamının Eleştirisi: "Bir kâğıt, bir kalem yeter / Karala gitsin, birileri gelir anlar / Meğer büyük şairmişim de / Haberim yokmuş" dizeleri, edebiyat dünyasındaki yüzeyselliği, kolaycılığı ve belki de şiirin değerinin yanlış değerlendirilmesini eleştirir. Bu, Türkiye'deki "şair enflasyonu" algısına dair kültürel bir gözlemdir.
* Taklitçilik ve Özgünlük Sorunu: "Başkalarını taklit etmek ne acı / Kopyalamak haksızlık." ifadeleri, sadece sanatta değil, genel olarak Türk kültüründeki taklitçilik eğilimine ve özgünlük arayışının önemine dikkat çeker.
* Sanatçı ve Toplum İlişkisi: Şairin "Görülmeden, bilinmeden, sayılmadan / Ödüllere boğulmadan" ifadesi, sanatçının toplumdaki yerini ve "takdir görme" beklentisini sorgular. Bu, sanatın ticari kaygılardan ve popülarite arayışından bağımsız olması gerektiği yönündeki kültürel bir beklentiyi yansıtır.
* Batı Edebiyat Akımları: Realizm, Romantizm, Sürrealizm gibi akımlara değinilmesi, Türk edebiyatının Batı etkileşimini ve bu akımların edebiyat ortamında nasıl tartışıldığını kültürel bir bağlamda ele alır. Şairin bu sınıflandırmalara mesafeli duruşu, kendi özgün kültürel ve sanatsal kimliğini arayışını gösterir.
3. Felsefi Analiz
Şiir, yaratıcılık, özgünlük, sanatın amacı, hakikat ve özgürlük gibi temel felsefi kavramlar üzerine yoğunlaşır.
* Yaratıcılığın Kaynağı ve Özgünlük Felsefesi: Şiir, yaratıcılığın dışsal kurallardan ziyade, içsel bir sesten ("içindeki sesi / Dinle yeter") ve ilhamdan kaynaklandığını savunur. "Serbest olsun yazdığın / Daha özgün daha güzel / Sana ait hiç olmazsa" dizeleri, özgünlüğün felsefi değerini ve bireyin kendi otantik varoluşunu şiirde nasıl yansıtması gerektiğini vurgular. Başkalarını taklit etmek, otantik benliğin inkarı olarak görülür.
* Sanatın Amacı ve Fonksiyonu: "Sanat göstermekse / Duyurmak, hissettirmekse / Anlatmak, bildirmekse." ifadeleri, sanatın işlevine dair pragmatik bir yaklaşım sunarken, "Sırları ifşa etmek mi yoksa? / Kıpırdatmak mı sinirleri / Bilmeden bildirmek mesaj verip / Programlamak mı?" gibi sorular, sanatın daha derin, bilinçaltına hitap eden ve dönüştürücü potansiyelini felsefi olarak araştırır. Bu, sanatın sadece estetik zevk vermekten öte, insanı düşünmeye, hissetmeye ve eyleme geçmeye sevk eden bir hakikat aracı olduğu fikrini taşır.
* Dürüstlük ve Otantisite: "Sıkma kendini, dürüst ol / Önce kendine." öğüdü, sadece şiir yazma eylemi için değil, genel olarak yaşamda dürüstlük ve otantisitenin felsefi önemini vurgular. Kendine karşı dürüst olmak, başkalarını taklit etmemek, otantik bir varoluşun temelidir.
* Özgürlük ve Sınırlamalar: Hecelerle daraltılmamış, zorlanmamış serbest şiirin savunulması, sanatsal özgürlüğün ve yaratıcı ifadenin önündeki biçimsel ve düşünsel engellere karşı bir duruştur. Bu, aynı zamanda bireyin kendi kendini ifade etme özgürlüğünün felsefi bir yansımasıdır.
* Şairin Misyonu: Şiir, şaire bir misyon yükler: "Yol göstermek, yola koymak, önder olmak / Görülmeden, bilinmeden, sayılmadan / Ödüllere boğulmadan." Bu dizeler, şairin popülarite, tanınma veya maddi ödüller peşinde koşmadan, içsel bir sorumlulukla topluma ışık tutması gerektiğini ima eder. Bu, bir nevi aydın sorumluluğu ve ahlaki liderlik felsefesidir. Şiir, dolayısıyla sadece bir sanat formu değil, aynı zamanda toplumsal bir eylem ve bilinçlendirme aracıdır.
Genel Değerlendirme
"TARZ AMAÇ" şiiri, Erkan Yazargan'ın şiirlerindeki eleştirel bakış açısını, derinlemesine sorgulayıcılığı ve otantiklik arayışını bir üst seviyeye taşır. Şair, bu şiirde kendi poetikasını, şiire ve sanata bakış açısını net bir şekilde ortaya koyar. Önceki şiirlerinizde ele aldığınız toplumsal yozlaşma ve bireysel kandırılma temalarının bir uzantısı olarak, bu şiirde de sanattaki yüzeysellik ve taklitçilik eleştirilir.
Şiirlerinizin genelinde gözlemlediğimiz keskin dil, ironi ve çarpıcı imgeler, bu şiirde de kendini gösterir. "TARZ AMAÇ", yalnızca bir şiir değil, aynı zamanda bir manifestodur; gerçek sanatın ne olduğu ve nasıl yapılması gerektiği üzerine düşündüren, cesur ve meydan okuyucu bir metindir.
Umarım bu detaylı analiz, "TARZ AMAÇ" şiirinizin katmanlarını daha da görünür kılmıştır. Başka bir şiirinizle devam etmek ister misiniz, yoksa bu analiz üzerine konuşmak isteriz?