Kesişme Noktası Tufan
“Şimdiye kadar anlamış olana”
KESİŞME NOKTASI TUFAN
Gülüp geçeceğin, geçmişte kalmış işler
Korkuların hepsinin, tamamının
Anlamsızlaştığı, anlaşıldığından
Pirenin pire, yorganın yorgan
Sinir uçlarına kadar uyaran, sinirlendiren
…lerin artık işlevsizleştiği
Sancıların dinip, doğumun gerçekleştiği
Hücrenin bölünebildiğince bölünüp
Son rekorlarında bir daha kırılamamacasına kırıldığı
Zirve, en uç, en tepe, tam sınırına her şeyin
Herkesin ve her şeyin oturup kurulduğu
Sorulacak soru, cevapsızların kalmadığı
Negatif, kötü her şeyin, kelimenin
Eski, antik sözlüklerde kaldığı
Uyuyanın uyanıp ayıldığı, açıldığı
Ağlamaya değer ne var ki
Göz yaşı dökmeye ne değer
Mutluluk gözyaşından başka
Timsahın huyu değişti
Tuzlu su, deniz suyu
Sudan yaratılmış, olmuş her şey
Suyun içinden yani
Kendinden değil
Sulardan.
Eşya “şey”in çoğulu, evet şeyler.
Anladın mı ne kadar yalnız ve
Bir o kadar kalabalıksın, her şeyle sarılı ve dolu
Su gibi, suyun içi gibi, suyun kendi gibi
Galapagosta
Her rengi var mercanın
Ve her türü neredeyse
Balık yiyeni, oksijen üreteni
Volkanik olması mı adaların
Sıcak ve soğuk su akıntılarının kucaklaşması mı?
Ekvatorun, sıcağın tam ortasında
Hem yazın hem kışın
Hem Pasifik hem Büyük Okyanus
Yok, olmadan kalabilen
Şifrelerini türüne iletebilen canlı. Şimdi söylüyorum,
Çeşit ne kadar çoksa
Etki ne kadar güçlü ve sürekliyse
Renk, tür, canlılık, aktarım, miras o kadar çok
Tufandan sonra yeniden başlayan hayat
İnsan soyu
Bir de inanırsak her türden bir çift
Yeni tufan, tufanlara ihtiyaç yok
Anlamış olmalı insan.
TOKAT 06.05.2011
KESİŞME NOKTASI TUFAN: Edebi, Kültürel ve Felsefi Analiz
Erkan Yazargan'ın "KESİŞME NOKTASI TUFAN" şiiri, "Şimdiye kadar anlamış olana" ithafıyla, insanlığın varoluşsal döngülerini, korkuların anlamsızlığını, yaşamın sürekli yenilenme kapasitesini ve bilgiyle ulaşılan bir tür aydınlanmayı işleyen derin bir metindir. Şiir, tufan imgesini merkeze alarak hem yıkımı hem de yeniden doğuşu felsefi bir bakış açısıyla ele alır.
1. Edebi Analiz
"KESİŞME NOKTASI TUFAN", serbest nazım biçiminde, didaktik ve felsefi bir üslupla yazılmıştır. Şiir, soyut kavramları somut imgelerle harmanlayarak bir aydınlanma sürecini anlatır.
* Aydınlanma ve Dönüşüm: Şiir, korkuların "anlamsızlaştığı", sancıların dinip "doğumun gerçekleştiği" bir dönüşüm ve aydınlanma sürecini anlatır. Negatifliklerin ("kötü her şeyin, kelimenin / Eski, antik sözlüklerde kaldığı") geride bırakılması, "uyuyanın uyanıp ayıldığı" gibi ifadeler, bu süreci vurgular.
* Soyut Kavramların Somutlanması: "Pirenin pire, yorganın yorgan" gibi ifadeler, büyük görünen sorunların aslında basitliğini, gerçekliklerini olduğu gibi kabul etme halini somutlar. Hücre bölünmesi metaforu ise yaşamın sonsuz yenilenme ve gelişme kapasitesini simgeler.
* Zirve ve Doruk Noktası İmgesi: "Zirve, en uç, en tepe, tam sınırına her şeyin / Herkesin ve her şeyin oturup kurulduğu" gibi ifadeler, bir olgunluk, bir tamamlama ve her şeyin yerli yerine oturduğu bir noktayı işaret eder. Bu, felsefi bir "kriz anı" olmaktan ziyade, bir "idrak anı"dır.
* Su Metaforu ve Köken: "Sudan yaratılmış, olmuş her şey / Suyun içinden yani / Kendinden değil / Sulardan." dizeleri, yaşamın kökenine ve varoluşun temel elementlerinden birine, suya yapılan felsefi bir göndermedir. Su, hem yaşamın kaynağı hem de "Tufan" ile yıkımın sembolüdür. "Su gibi, suyun içi gibi, suyun kendi gibi" benzetmesi, derin bir özdeşleşme ve varoluşsal bir bütünlük hissi uyandırır.
* Galapagos İmgeleri ve Biyoçeşitlilik: Galapagos adalarının "mercandan", "balık yiyeni, oksijen üreteni" olması, "volkanik", "sıcak ve soğuk su akıntılarının kucaklaşması", "Ekvatorun, sıcağın tam ortasında" olması gibi detaylar, yaşamın çeşitliliğini, adaptasyon yeteneğini ve doğanın zenginliğini vurgular. "Çeşit ne kadar çoksa / Etki ne kadar güçlü ve sürekliyse / Renk, tür, canlılık, aktarım, miras o kadar çok" ifadeleri, evrimin ve aktarımın önemini felsefi bir dille anlatır.
* Tufan ve Yeniden Başlangıç: Şiir, Tufan mitini bir kırılma ve yeniden başlama noktası olarak kullanır. "Tufandan sonra yeniden başlayan hayat / İnsan soyu / Bir de inanırsak her türden bir çift" ifadeleri, mitolojik bir anlatıyı gerçekliğin ve ders çıkarmanın sembolü haline getirir. Ancak "Yeni tufan, tufanlara ihtiyaç yok / Anlamış olmalı insan" dizesiyle, bu döngüden bir ders çıkarılması gerektiğini vurgular.
* Retorik Sorular ve Hitap: Şiir, "Anladın mı ne kadar yalnız ve / Bir o kadar kalabalıksın" gibi retorik sorularla okuyucuyu doğrudan düşündürmeye ve şiirin içine çekmeye çalışır. Şiirin ithafı olan "Şimdiye kadar anlamış olana" ise zaten belirli bir idrak seviyesine ulaşmış okuyucuya bir sesleniş niteliğindedir.
2. Kültürel Analiz
Şiir, Tufan miti üzerinden evrensel kültürel inançlara, doğanın döngülerine ve insanlığın ders çıkarma kapasitesine dair göndermelerde bulunur.
* Evrensel Tufan Miti: "Tufan", farklı kültür ve medeniyetlerde ortak olarak bulunan bir yıkım ve yeniden doğuş mitine gönderme yapar (Nuh Tufanı, Gılgamış Destanı gibi). Şiir, bu kültürel arketipi, insanlığın yaşadığı büyük yıkımlardan ders çıkarma ihtiyacının sembolü olarak kullanır.
* Bilgi ve Kültürel Gelişim: Korkuların "anlamsızlaştığı" ve "sorulacak soru, cevapsızların kalmadığı" bir noktaya ulaşmak, insanlığın kültürel olarak bilgi ve bilgelik seviyesinde ilerleyebileceği inancını yansıtır. Negatif kelimelerin "eski, antik sözlüklerde" kalması, kötü deneyimlerin kültürel olarak aşılması arzusunu ifade eder.
* Doğu-Batı Düşüncesi ve Çelişki: Şiirin ithafı olan "ters çelişkiye" gönderme yaparak, "Nereden Nereye" şiirinizde olduğu gibi, bir zıtlıklar üzerinden bir idraka varma çabası görülür. Bu, kültürel düşünce yapılarındaki diyalektik yaklaşıma işaret eder.
* Çevre Bilinci ve Galapagos: Galapagos adalarına yapılan gönderme, çağdaş kültürde artan çevre bilincini ve biyoçeşitliliğin korunmasının önemini vurgular. Bu, sadece bilimsel bir gözlem değil, aynı zamanda kültürel bir sorumluluktur.
3. Felsefi Analiz
Şiir, varoluşçuluk, döngüsellik, aydınlanma, bilginin doğası, yaşamın amacı ve insanlığın geleceği gibi temel felsefi kavramlar üzerine yoğunlaşır.
* Varoluşsal Aydınlanma: Şiirin temelinde, bireyin ve insanlığın varoluşsal bir aydınlanma sürecinden geçmesi fikri yatar. Korkuların anlamsızlaşması, cevapsız soruların kalmaması, negatifliğin aşılması gibi durumlar, varoluşsal krizlerin üstesinden gelinerek bir tür huzura ve bilgeliğe ulaşılmasının felsefesidir.
* Yalnızlık ve Bütünlük Paradoksu: "Anladın mı ne kadar yalnız ve / Bir o kadar kalabalıksın, her şeyle sarılı ve dolu" dizesi, varoluşçu yalnızlık kavramıyla birlikte, bireyin evrenle olan derin bağlantısını ve bir bütünün parçası olduğunu gösteren bir holistik dünya görüşünü felsefi olarak yansıtır. Bireyin hem kendi öznel varoluşunda tek başına olması hem de evrenin tüm unsurlarıyla iç içe geçmesi felsefesidir.
* Döngüsellik ve Yenilenme: Tufan imgesi ve hücre bölünmesi metaforu, yaşamın ve varoluşun döngüsel doğasını felsefi olarak vurgular. Yıkımın (Tufan) ardından yeniden başlangıç ve sürekli yenilenme potansiyeli, yaşamın devamlılığına dair iyimser bir felsefi bakış açısı sunar.
* Bilginin ve Anlamın Ulaşılabilirliği: "Sorulacak soru, cevapsızların kalmadığı" ifadesi, bilginin sınırsızlığı veya tüm sorulara bir cevabın var olduğu felsefesine gönderme yapar. Bu, bir epistemolojik iyimserliği ifade eder; insan aklının her şeyi anlama kapasitesine olan inançtır.
* İnsanlığın Sorumluluğu ve Geleceği: "Yeni tufan, tufanlara ihtiyaç yok / Anlamış olmalı insan." dizeleri, insanlığın geçmiş hatalarından ders çıkarma ve kendi geleceğini daha iyi inşa etme ahlaki sorumluluğunu felsefi olarak vurgular. Bu, sadece bir temenni değil, aynı zamanda insanlığın tekamülüne dair bir çağrıdır.
* Doğa ve Varoluşsal Uyarı: Galapagos adalarının betimlemesi, doğanın karmaşıklığını ve kırılgan dengesini gösterirken, insanlığa bu dengeyi bozmaması gerektiği yönünde varoluşsal bir uyarıda bulunur. Türlerin "şifrelerini türüne iletebilen canlı" olması, yaşamın devamlılığı ve genetik mirasın felsefi önemini vurgular.
Genel Değerlendirme
"KESİŞME NOKTASI TUFAN" şiiri, Erkan Yazargan'ın şiirlerindeki derin felsefi sorgulama, evrensel temalara odaklanma ve aydınlanmacı bakış açısı çizgisini en belirgin biçimde yansıtır. Şiir, soyut ve kompleks felsefi kavramları, doğa imgeleri ve mitolojik göndermelerle harmanlayarak, insanlığın varoluşsal yolculuğuna ve geleceğine dair umutlu ama uyarıcı bir mesaj iletir.
Şiirlerinizin genelinde gözlemlediğimiz gibi, bu şiirde de yalın, ancak güçlü ve düşündürücü bir dil kullanılarak, okuyucuyu kendi korkularını aşmaya, yaşamın derinliğini anlamaya ve insanlığın ortak mirasına sahip çıkmaya davet eden bir eser ortaya konmuştur.
Umarım bu detaylı analiz, "KESİŞME NOKTASI TUFAN" şiirinizin katmanlarını daha da görünür kılmıştır.