Maharet Birleştirmek
MAHARET BİRLEŞTİRMEK
“Geceye”
“Geceye”
Geleceği merak eder insan, ne olacak
Cemin camı efsanelerde
Üzerine ne kadar yazıldıysa da
Anlatıldığına göre
Camdan bir küre, geleceği gösteren
Televizyon ondan mı ilham alındı acaba?
Büyük Kral Süleyman zamanı
Maharetli bir vezir
Belkıs’ın tahtını getirebileceğini
Haber verir
Göz açıp kapayıncaya kadar.
Meryem’in oğlunun
Babasız doğması.
Yine Süleyman zamanı bir kuyu
Halka öğreten melekler
Ama şartları var.
Hepsi geçmişten haber
Geleceğe dair. Çoğu oldu
Ya olmayanlar.
En merak ettiğim, adaletin tesisi
Bunca karmaşa varken
Kavimler, inançlar, kültürler, diller
Daha neler ve neler
Hepsinin üstüne ne ile çıkılacak
Hepsinden daha üstün daha yüce bir bilgi
Belki. Varlık nasıl kurulacak?
Aslanla ceylanı kucağında barındıran
Veli
Kurtla kuzuyu birlikte güden.
Yani zıtları, zıtlıkları mezceden
Kavga ettirmeden, boğuşturmadan
Şimdi olmadığına göre
Gelecekte olmalı.
Bu günkü kelimem “gece” idi
Her gün yaşadığımız
Sessiz olması daha hoşuma giden
Karanlığından öte
Bir Mezopotamya atasözü
Kaç bin yıllık kim bilir
Derki:
“Soğuk bir kalp pırlanta değerindedir
Sıcak kalp ise hastalıklarla dolu.”
Gece, kurt, hastalık, gelecek
Sıra şimdi birleştirmede
Ama gecenin etrafında dönecek bu defa
Hepsi
Maharet bir birine bağlamada
Gece, diyelim şimdi
Kurt, diyelim kötülük
Hastalık zaten belli
Gelecekte bunlar olmamalı
Kabulleniyorum, kabul ediyorum yani
Şimdi gelecekten çok geri
Ben bıraktım, sizde bırakın
Hayat, yaşamak için daha güzel
Yani kavgasız, belasız
Becerebilirsen tasasız
Eski defterleri, günleri, geçmişi
Deşeleyip durmanın anlamı yok
Ders almıyorsak
Ders aldıysak tamam, yeter
İleriye, ilerlemeye, birlikte el ele
Ayrımsız, farksız, bensiz, sensiz
Birleştirmek.
18.04.2011
TOKAT
Harika bir şiir daha! "MAHARET BİRLEŞTİRMEK" şiirinizi de önceki eserlerinizden bağımsız olarak, derinlemesine bir edebi, kültürel ve felsefi analizle ele alalım.
MAHARET BİRLEŞTİRMEK: Edebi, Kültürel ve Felsefi Analiz
Erkan Yazargan'ın "MAHARET BİRLEŞTİRMEK" şiiri, insanlığın kadimden beri süregelen gelecek merakını, adaletin tesisini ve zıtlıkları bir araya getirme çabasını mistik, tarihsel ve felsefi göndermelerle harmanlayarak işler. Şiir, bir yandan geçmişin bilgeliğine yaslanırken, bir yandan da geleceğe dair bir umut ve çağrı taşır. "Geceye" ithafı, şiirin karanlığın içindeki aydınlık arayışını veya sessiz bir muhasebe anını işaret eder.
1. Edebi Analiz
"MAHARET BİRLEŞTİRMEK", serbest nazım biçiminde yazılmış olup, bir deneme şiir niteliği taşır. Şair, belirli kavramlar etrafında düşüncelerini geliştirir, sorular sorar ve bir senteze ulaşmaya çalışır.
* Epigraf ve Metaforlar: Şiir, "Cemin camı efsanelerde", "Büyük Kral Süleyman", "Belkıs'ın tahtı", "Meryem'in oğlu", "kuyu" gibi Kuran'da ve mitolojide yer alan güçlü metaforlar ve anlatılarla başlar. Bu referanslar, geçmişten gelen bilginin ve geleceğe dair kehanetlerin evrensel niteliğini vurgular. Cem'in camı ve televizyon arasında kurulan bağ, eski bilgelikle modern teknolojinin ilham kaynağını birleştirme "maharetini" gösterir.
* Sorgulayıcı ve Düşünsel Ton: Şiir boyunca "ne olacak", "ondan mı ilham alındı acaba?", "Ya olmayanlar.", "ne ile çıkılacak", "Varlık nasıl kurulacak?", "Şimdi olmadığına göre / Gelecekte olmalı." gibi çok sayıda soru yer alır. Bu sorular, şiire düşünsel ve felsefi bir derinlik katarak okuyucuyu da bu sorgulamaya dahil eder.
* Zıtlıkların Birleşimi (Mezceden): "Aslanla ceylanı kucağında barındıran / Veli / Kurtla kuzuyu birlikte güden." imgeleri, şiirin temel mottosu olan "zıtları, zıtlıkları mezceden" (birleştiren) kavramını görselleştirir. Bu güçlü imge, ideal bir barış ve uyum halini temsil eder.
* Kavramsal Gelişim: Şiir, önce geçmişten gelen kehanet ve bilgelik temasını işler, ardından adaletin ve birliğin tesis edilmesi arayışına geçer. Daha sonra "gece" kelimesi etrafında odaklanarak, karanlık, kötülük ve hastalık gibi olumsuzlukları tanımlar ve bunları aşma arzusunu ifade eder. Son bölümde ise "birleştirmek" fiiliyle bir çözüm önerisi ve umut sunar.
* Kişisel ve Evrensel Arasındaki Geçiş: "Bu günkü kelimem 'gece' idi" dizesiyle şairin kişisel bir düşünce sürecinden yola çıktığı anlaşılır. Bu kişisel deneyim, Mezopotamya atasözü gibi evrensel bilgeliklerle ve insanlığın ortak sorunlarıyla birleşir.
* Dil ve Üslup: Dil sade, doğrudan ve sohbet havasındadır. Yer yer tekrarlar ve vurgulamalar ("Daha neler ve neler", "Kabulleniyorum, kabul ediyorum yani") anlatımın akıcılığını ve samimiyetini artırır. Şiirin son bölümündeki öğretici ve yönlendirici ton dikkat çeker ("Ben bıraktım, siz de bırakın", "İleriye, ilerlemeye, birlikte el ele").
2. Kültürel Analiz
Şiir, farklı inanç ve coğrafyaların kültürel miraslarını bir araya getirerek, insanlığın ortak arayışlarını ve çatışmalarını kültürel bir perspektiften yorumlar.
* Mistik ve Dini Miras: "Cemin camı" (İran mitolojisi), "Kral Süleyman", "Belkıs'ın tahtı", "Meryem'in oğlu" (İslami ve Hristiyan geleneği) ve "Halka öğreten melekler" gibi göndermeler, Ortadoğu ve İslam coğrafyasının zengin dini ve mistik kültürel mirasını yansıtır. Bu, geleceği bilme, ilahi müdahale ve mucizevi olaylara olan kültürel inancın bir göstergesidir.
* Mezopotamya Bilgeliği: "Bir Mezopotamya atasözü / ... 'Soğuk bir kalp pırlanta değerindedir / Sıcak kalp ise hastalıklarla dolu.'" ifadesi, eski Mezopotamya uygarlıklarının kültürel bilgeliğine ve onların insan doğasına dair gözlemlerine gönderme yapar. Bu atasözü, Doğu felsefesindeki içsel denge ve duyguların kontrolü gibi kavramlarla ilişkilendirilebilir.
* Anadolu ve Ortadoğu Çatışma Kültürü: "Kavimler, inançlar, kültürler, diller / Daha neler ve neler" dizeleri, Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasının yüzyıllardır süregelen etnik, dini ve kültürel çatışma ortamına kültürel bir göndermedir. Şiir, bu kültürel karmaşanın üstesinden gelme arayışındadır.
* Barış ve Uyum Sembolleri: "Aslanla ceylanı kucağında barındıran / Veli / Kurtla kuzuyu birlikte güden" gibi imgeler, Mevlana ve Yunus Emre gibi hoşgörü ve barış felsefesini savunan Anadolu mutasavvıflarının kültürel mirasıyla ilişkilendirilebilir. Bu imgeler, farklılıkların bir arada yaşama idealini ve kültürel bir ütopya arayışını temsil eder.
* Geçmişten Ders Çıkarma: "Eski defterleri, günleri, geçmişi / Deşeleyip durmanın anlamı yok / Ders almıyorsak / Ders aldıysak tamam, yeter" dizeleri, kültürel bellek ve tarihten ders çıkarma pratiğine işaret eder. Bu, geçmişin hatalarını tekrarlamama ve kolektif bir olgunluğa erişme çağrısıdır.
3. Felsefi Analiz
Şiir, bilgi, gelecek, adalet, birlik, zıtlıkların uyumu, kötülük ve insanlığın ilerlemesi gibi temel felsefi kavramlar üzerine yoğunlaşır.
* Epistemoloji ve Gelecek Bilgisi: Cem'in camı ve Süleyman kıssaları üzerinden, bilginin kaynakları ve geleceği bilme/kehanet meselesi felsefi olarak sorgulanır. Şiir, geçmişten gelen bilginin geleceğe ışık tutabileceğini, ancak yine de tam bir kesinlik sunmadığını ima eder. Bilginin sadece "olmuş" olanla değil, "olacak" olanla da ilişkisini araştırır.
* Adalet Felsefesi: "En merak ettiğim, adaletin tesisi" ifadesi, insanlığın temel felsefi arayışlarından biri olan adalet kavramına odaklanır. Şiir, farklılıklar (kavimler, inançlar, kültürler, diller) varken adaletin nasıl tesis edileceği sorusunu sorar. Bu, politik felsefedeki toplumsal düzen, eşitlik ve hakkaniyet arayışının bir yansımasıdır. "Hepsinden daha üstün daha yüce bir bilgi" arayışı, adaletin evrensel ve mutlak bir ilkeye dayanması gerektiği felsefi düşüncesini gösterir.
* Varlık Felsefesi ve Birlik: "Varlık nasıl kurulacak?" sorusu, ontolojiye ve varoluşun temel yapılarına gönderme yapar. Aslan-ceyhan ve kurt-kuzu imgeleriyle temsil edilen zıtlıkların birliği (coincidentia oppositorum) felsefesi, evrensel uyumun ve barışın ancak karşıtların bir araya gelmesiyle mümkün olabileceği fikrini savunur. Bu, diyalektik düşünceye de yakın bir yaklaşımdır.
* İnsan Doğası ve Kötülük: "Kurtla kuzuyu birlikte güden" ve "Kurt, diyelim kötülük" gibi ifadeler, insan doğasındaki potansiyel kötülük ve çatışma eğilimini sembolize eder. Şiir, bu kötülükten arınma, "kavgasız, belasız" bir yaşam arayışıyla etik bir duruş sergiler.
* Gece ve Aydınlanma Felsefesi: "Gece" kelimesi, sadece karanlığı değil, aynı zamanda bilinmeyeni, korkuyu ve belki de toplumsal sorunların "karanlık" yönlerini temsil eder. Şiir, bu karanlığın içinden bir çıkış yolu, bir "birleştirme" yolu bularak aydınlanma ve ilerleme felsefesine vurgu yapar.
* Pragmatizm ve Gelecek Odaklılık: Şiirin son bölümündeki "Eski defterleri, günleri, geçmişi / Deşeleyip durmanın anlamı yok / Ders almıyorsak / Ders aldıysak tamam, yeter / İleriye, ilerlemeye, birlikte el ele" dizeleri, geçmişten ders çıkarıp geleceğe odaklanmanın pragmatik ve ilerici bir felsefesini sunar. Bu, bireysel ve toplumsal gelişimin, anlamsız çekişmeler yerine yapıcı işbirliğiyle mümkün olacağı inancıdır.
Genel Değerlendirme
"MAHARET BİRLEŞTİRMEK" şiiri, Erkan Yazargan'ın şiirlerindeki derin düşünsel boyut, evrensel konulara eğilimi ve umutlu bir bakış açısını en belirgin şekilde yansıtır. Önceki şiirlerinizdeki eleştirel duruş ve toplumsal sorunlara duyarlılık, bu şiirde bir sentez ve çözüm arayışına dönüşmüştür.
Şiir, zengin kültürel ve dini referansları felsefi sorgulamalarla birleştirerek, insanlığın temel arayışlarından biri olan barış, adalet ve birlik temasını işler. Yalın ama etkileyici diliyle, okuyucuyu hem geçmişin bilgeliğine hem de geleceğin potansiyeline dair düşündürmeye davet eder. Bu şiir, Erkan Yazargan'ın sanatının sadece sorunları tespit etmekle kalmayıp, aynı zamanda çözüm yolları ve umut arayışında olduğunu gösteren önemli bir eserdir.
Umarım bu detaylı analiz, "MAHARET BİRLEŞTİRMEK" şiirinizin katmanlarını daha da görünür kılmıştır. Başka bir şiirinizle devam etmek ister misiniz, yoksa bu analiz üzerine konuşmak isteriz?