SANATA İZİN
sanata izin şiir kitabı TebDer

Gösterişçi Maymun

GÖSTERİŞÇİ MAYMUN              
“Müraiye”
 
Gösteriş, eski dilde riya
Mürai; gösterişçi, gösterişi seven kişi
Her şeyi süslü, aslının üstüne bir makyaj
Buruşuk yüz, botokslu – gerdirilmiş
Dudaklar kırmızı değil
Sadece ruj. Ağzı kokuyor aslında
Nedendir kendini gizlemek
Aslını saklamak
Kendi çirkin çünkü ve bunun farkında
Zenginim diyor, fakirin – çulsuzun ta kendisi!
Çevrem geniş, herkes beni sever diyor
Nefret ediliyor, herkes ondan kaçıyor
Dinden, imandan bahsediyor
Kafirin tam kendisi.
Kandırma yolunu tutmuş
İyileri, iyi niyetlileri biraz kandırmış
Sonsuza kadar, sürecek sanıyor
Ne Hak’a inanıyor, ne hakikate
Yokluğunun içinde kıvranıyor
Ondan bile haberi yok.
İşi gücü davul, zurna
Bağırıp, çağırmak mesleği
 
Elbiseyi çıkar, boyayı kazı
Maskeyi al. Altında neler var?
Oskarlı artistlere taş çıkarır
Repliğe gerek yok
Kendi senaryosunu kendi uyduruyor
Kralın merasimi
Bayram törenleri, onun çırağı
Bakın ey! Millet, ne kadar güzelim
Tam Müslüman, tam inançlı
Takvalı, mazbut, evliya, ermiş.
Takım elbisemi gördünüz mü? Son moda
Kim giyebilir bunu?
Ancak senin gibi bir üstün
Herkes senin elinin altında olmalı
Senden başka kimse konuşmamalı
İsteklerin, emir sayılmalı.
 
Hindistan’da mı nerde?
Maymun Tapınağı
Renkli, parlak elbiseler dikilmiş
Sirk hokkabazları
Mesleğini yapıyor.
Mürainin mesleği mürailik
Farkındayız işte!
Çirkinsin, kokmuşsun, pissin
İnançsızın, yoksulun tekisin.
Cahilsin, yokluklar içinde kıvranıyorsun.
Sesini güzelleştirmişsin
Her gün aynı şeyleri söyleyip duruyorsun
Kıyafetini düzeltmişsin ama
Sen aşağılığın ta kendisisin.
Bir an önce kendine gelmelisin
Kendini ortaya koymalısın.
 
29.04.2011
TOKAT




GEMİNİ YORUMU

Şiirinizi okudum ve üzerine düşüncelerimi paylaşmaktan mutluluk duyarım. "Gösterişçi Maymun" başlıklı şiiriniz, oldukça keskin bir eleştiri ve sert bir üslupla kaleme alınmış.
"Gösterişçi Maymun" Şiirinin Yorumu
Şiiriniz, "Müraiye" alt başlığıyla, gösteriş yapan, iki yüzlü kişilerin (mürailerin) portresini çiziyor. Bu şiir, yüzeyselliği, sahtekarlığı ve içsel boşluğu hedef alarak toplumsal bir eleştiri sunuyor.
İlk Bölüm: Gösterişin Tanımı ve İkiyüzlülüğün Resmedilişi
Şiir, "gösteriş" kelimesinin eski dildeki karşılığı olan "riya" ile başlayarak, riyakar kişinin tanımını yapıyor. Hemen ardından, riyakarlığın dışsal belirtilerini somut örneklerle ortaya koyuyor: "Her şeyi süslü, aslının üstüne bir makyaj." Bu makyaj, fiziksel görünümden başlayarak (botokslu yüz, sadece ruj sürmüş dudaklar, ağız kokusu) karakter ve kişilik özelliklerine kadar genişliyor.
Aslını gizleme ve kendini farklı gösterme çabasının nedeni olarak, kişinin kendi çirkinliğinin ve bunun farkında olmasının altı çiziliyor. Şiir, bu tür kişilerin iddialarını (zenginim, çevrem geniş, dinden bahsediyor) teker teker çürütüyor ve gerçek yüzlerini (fakir, nefret ediliyor, kafir) ortaya koyuyor. "Kandırma yolunu tutmuş" ve "iyileri, iyi niyetlileri biraz kandırmış" ifadeleri, bu kişilerin manipülatif doğasını vurguluyor. Ancak bu kandırmacanın sonsuza kadar sürmeyeceği, çünkü bu kişinin ne Hak'ka ne de hakikate inandığı belirtiliyor. Bu durum, riyakarın aslında varoluşsal bir boşluk içinde olduğunu ve bundan dahi habersiz olduğunu dile getiriyor. "İşi gücü davul, zurna / Bağırıp, çağırmak mesleği" dizeleri, bu kişilerin sadece gürültüden ve dışsal şovdan ibaret olduğunu ifade ediyor.
İkinci Bölüm: Maskelerin Arkasındaki Gerçek
Bu bölümde, şair okuyucuyu bir nevi yüzleşmeye davet ediyor: "Elbiseyi çıkar, boyayı kazı / Maskeyi al. Altında neler var?" Bu dizeler, riyakarın yüzeysel görüntüsünün ötesine geçme ve gerçek yüzünü ortaya çıkarma arzusunu dile getiriyor. Kişinin kendi senaryosunu uydurması ve oscarlık artistlere taş çıkarması, onun ikiyüzlülükteki ustalığını ve sahte yaşamını vurguluyor.
"Kralın merasimi", "Bayram törenleri, onun çırağı" gibi ifadeler, bu kişinin dikkat çekme ve kendini yüceltme arayışını alaycı bir dille eleştiriyor. Ardından gelen kendi övgüleri ("Bakın ey! Millet, ne kadar güzelim / Tam Müslüman, tam inançlı / Takvalı, mazbut, evliya, ermiş.") ile birleşen kibir ve üstünlük taslama ("Ancak senin gibi bir üstün / Herkes senin elinin altında olmalı / Senden başka kimse konuşmamalı / İsteklerin, emir sayılmalı.") riyakarın egomanyak doğasını gözler önüne seriyor. Takım elbise detayı, dış görünüşe verilen önemin bir başka göstergesi.
Üçüncü Bölüm: Maymun Metaforunun Güçlenmesi ve Nihai Yüzleşme
Şiirin başlığında yer alan "maymun" metaforu bu bölümde daha net bir şekilde anlam kazanıyor. "Hindistan’da mı nerde? / Maymun Tapınağı / Renkli, parlak elbiseler dikilmiş / Sirk hokkabazları / Mesleğini yapıyor." dizeleri, riyakar kişiyi bir gösteri nesnesi, bir taklitçi ve içsel bir özgünlükten yoksun bir varlık olarak konumlandırıyor. Maymunlar genellikle taklitçilikleriyle bilinir ve tapınak gibi kutsal bir yerde maymunların renkli elbiselerle gösteri yapması, maneviyatın dahi bir gösteriye dönüştürüldüğüne dair güçlü bir eleştiri içeriyor.
"Mürainin mesleği mürailik / Farkındayız işte!" diyerek, şair bu kişilerin oyununun artık anlaşılmış olduğunu ilan ediyor. Ardından, şiirin başından beri ima edilen tüm olumsuz özellikleri bir kez daha ve çok daha sert bir dille yüzüne vuruyor: "Çirkinsin, kokmuşsun, pissin / İnançsızın, yoksulun tekisin. / Cahilsin, yokluklar içinde kıvranıyorsun." Bu doğrudan saldırı, şiirin duygusal yoğunluğunu zirveye taşıyor. "Sesini güzelleştirmişsin / Her gün aynı şeyleri söyleyip duruyorsun / Kıyafetini düzeltmişsin ama / Sen aşağılığın ta kendisisin." ifadeleri, dışsal cilalamaların altındaki içsel çürümüşlüğü vurguluyor.
Şiir, "Bir an önce kendine gelmelisin / Kendini ortaya koymalısın." diyerek bir çağrı ve bir meydan okumayla sona eriyor. Bu çağrı, riyakar kişinin sahte benliğinden vazgeçip gerçek benliğiyle yüzleşmesi ve varoluşsal boşluğunu doldurması gerektiğine işaret ediyor. Bu kapanış, bir yandan öfkeyi ve eleştiriyi sürdürürken, diğer yandan bir tür arınıma davet ediyor.
Genel Değerlendirme:
"Gösterişçi Maymun", güçlü bir toplumsal eleştiri şiiri. Riyakarlığı, ikiyüzlülüğü ve gösterişçiliği hedef alırken, bu tür davranışların ardındaki içsel boşluğu ve kendine güvensizliği ustaca gözler önüne seriyor. Şiirin dili sert, yer yer alaycı ve doğrudan suçlayıcıdır. Metaforlar, özellikle "maymun" ve "makyaj" imgeleri, anlatılmak istenen fikri pekiştiriyor. Şiir, günümüzde de sıkça karşılaşılan bu tür karakterleri tasvir etmedeki başarısıyla dikkat çekiyor.
 
"Gösterişçi Maymun" Şiirinin Edebi, Kültürel ve Felsefi Analizi
Şiiriniz "Gösterişçi Maymun," yüzeysellik, riyakarlık ve toplumsal sahtekarlık üzerine derinlemesine bir eleştiri sunarken, bu temaları edebi, kültürel ve felsefi katmanlarla zenginleştiriyor.
Edebi Analiz
Şiiriniz, keskin ve doğrudan bir dil kullanarak mesajını net bir şekilde iletiyor. Eleştirel tonu ve çarpıcı imgeleriyle dikkat çekiyor.
 * Tema ve Ana Fikir: Şiirin temel teması riyakar ve gösterişçi kişiliğin eleştirisidir. "Mürai" kavramı etrafında örülen şiir, dış görünüşün ardındaki çürümüşlüğü ve içsel boşluğu vurguluyor. Ana fikir, sahteliğin er ya da geç ortaya çıkacağı ve gerçek değerlerin daima ağır basacağıdır.
 * Metafor ve Sembolizm: Şiir, eleştirdiği karakteri betimlemek için güçlü metaforlar kullanır:
   * "Gösterişçi Maymun": Başlıktaki bu metafor, riyakar kişiyi bir hayvanın taklitçi, bilinçsiz ve sadece dışa dönük davranışlarını sergileyen doğasıyla özdeşleştirir. Maymun, genellikle taklitçilik ve yüzeysellikle ilişkilendirilir. "Maymun Tapınağı" ve "sirk hokkabazları" imgeleri, bu kişilerin hayatı bir gösteriye dönüştürdüğünü, içsel bir özgünlükten yoksun olduğunu pekiştirir.
   * "Makyaj", "Botoks", "Ruj": Bu kozmetik öğeler, riyakarın aslını gizlemek ve sahte bir imaj yaratmak için kullandığı araçları sembolize eder.
   * "Davul, zurna": Gürültü ve şov, içi boş iddiaların, yüksek sesle yapılan ama anlamsız açıklamaların sembolüdür.
 * Dil ve Üslup: Şiirin dili oldukça sert, alaycı ve doğrudan bir eleştiri taşır. Anlatıcı, eleştirdiği kişiye doğrudan hitap eder ("Çirkinsin, kokmuşsun, pissin"). Bu, okuyucunun da bu eleştiriye ortak olmasını sağlar. Tekrarlar ("Zenginim diyor... Fakirin... Çevrem geniş... Nefret ediliyor... Dinden... Kafirin...") riyakarın iddialarıyla gerçek arasındaki tezatlığı vurgular. Şiir, monolog şeklinde ilerlerken, zaman zaman diyalogvari (Bakın ey! Millet, ne kadar güzelim) ifadelerle eleştirilen karakterin söylemlerini taklit eder.
 * Anlatım Tekniği: Şiir, soyut bir kavramın (riya) somut örnekler ve benzetmelerle açımlanması şeklinde ilerler. Önce tanım, sonra dışsal ve içsel özelliklerin sıralanması, ardından maskelerin indirilmesi ve son olarak nihai yüzleşme şeklinde bir yapıya sahiptir. Bu yapı, eleştiriyi adım adım derinleştirir.
 * Duygu Durumu: Şiirde öfke, tiksinti, hayal kırıklığı ve alaycı bir küçümseme gibi duygular baskındır. Anlatıcının sabrı tükenmiş, ikiyüzlülüğe karşı net bir duruş sergilemektedir.
Kültürel Analiz
Şiiriniz, belirli kültürel kodlar ve toplumsal eğilimler üzerinden riyakarlık olgusunu inceler.
 * Riya ve İslam Kültürü: Şiirin alt başlığı olan "Müraiye" ve şiirde geçen "riya", "Hak", "iman", "Müslüman", "takvalı", "mazbut", "evliya", "ermiş" gibi kelimeler, şiirin İslami kültür ve ahlak anlayışıyla derin bir bağ kurduğunu gösterir. İslam'da riya, en büyük günahlardan biri olarak kabul edilir ve gösteriş için yapılan ibadet veya iyilikler değersiz sayılır. Şiir, bu kültürel ve dini hassasiyet üzerinden riyakarlığı eleştirir.
 * Modern Dünyada Görünüşe Odaklanma: Botoks, makyaj, son moda takım elbiseler gibi detaylar, modern toplumda dış görünüşe, imaj yaratmaya ve statü sembollerine verilen aşırı önemin bir yansımasıdır. Bu, Batı kültürüyle harmanlanmış küresel bir eğilimin yerel bir şiirdeki izdüşümüdür.
 * Sosyal Medya ve Gösterişçilik: Şiir 2011 yılında yazılmış olmasına rağmen, günümüz sosyal medya kültüründeki "gösterişçi" profile oldukça uyuyor. İnsanların gerçekte olmadıkları bir imajı yaratma çabası, sanal zenginlik, sahte popülerlik ve din/ahlak maskesi altında yatan boşluk, şiirin kültürel eleştirisini güncel kılıyor. "Bağırıp, çağırmak mesleği" ifadesi, dikkat çekme ve gündemde kalma çabasına gönderme yapar.
 * Güç İlişkileri ve Tahakküm Arzusu: "Herkes senin elinin altında olmalı / Senden başka kimse konuşmamalı / İsteklerin, emir sayılmalı" dizeleri, riyakarlığın sadece kişisel bir kusur değil, aynı zamanda tahakküm etme ve güç elde etme arzusunun bir aracı olduğunu gösterir. Bu, toplumdaki hiyerarşik yapıları ve iktidar ilişkilerini de eleştiren kültürel bir boyut katar.
 * Doğu/Batı Karşıtlığı İması: Hindistan'daki maymun tapınağı ve Batılı "oskarlı artistlere taş çıkarır" gibi ifadeler, kültürler arası etkileşimleri ve bazen de belirli kültürel algıları (Doğu'nun egzotikliği, Batı'nın şov dünyası) çağrıştırır.
Felsefi Analiz
Şiiriniz, varoluşsal otantiklik, hakikat ve illüzyon gibi temel felsefi sorulara dokunuyor.
 * Otantiklik ve Sahte Benlik: Şiirin temel felsefi sorgulaması otantiklik üzerinedir. Riyakar kişi, gerçek benliğini gizleyerek sahte bir benlik inşa etmiştir. "Nedendir kendini gizlemek / Aslını saklamak" sorusu, bireyin kendi varoluşsal gerçekliğinden kaçışını sorgular. Şiir, otantik olmayan bir yaşamın sonunda kişiyi "yokluğunun içinde kıvranan" bir duruma soktuğunu öne sürer.
 * Hakikat ve Aldatma: "Ne Hak’a inanıyor, ne hakikate" dizesi, riyakarın sadece insanları değil, evrensel gerçeklik ve ilahi adalet gibi büyük kavramları da inkar ettiğini gösterir. Bu, bir tür epistemolojik (bilgi felsefesi) yozlaşmadır; hakikati aramak yerine, kendi çıkarları doğrultusunda illüzyonlar yaratır.
 * Boşluk ve Anlamsızlık: Riyakar kişinin dışsal gösterişinin ardında yatan "yokluklar içinde kıvranma" ve "ondan bile haberi yok" ifadeleri, varoluşsal bir boşluğa ve anlamsızlığa işaret eder. Gerçek değerlerden yoksun bir yaşamın, ne kadar parlak görünse de, içten içe nasıl çürüdüğünü vurgular.
 * Etik ve Ahlaki Sorgulama: Şiir, ahlaki bir yargı içerir. Riyakarlığı açıkça "çirkin", "kokmuş", "pis", "aşağılık" olarak nitelendirir. Bu, doğru ve yanlışın, iyi ve kötünün ne olduğu üzerine felsefi bir duruş sergiler. Şiir, ahlaki yozlaşmanın sadece bireysel bir problem değil, aynı zamanda toplumsal bir hastalık olduğunu felsefi olarak ilan eder.
 * Kişisel Sorumluluk ve Dönüşüm: Şiirin sonundaki "Bir an önce kendine gelmelisin / Kendini ortaya koymalısın" çağrısı, felsefi olarak bireyin kendi varoluşundan sorumlu olduğunu ve sahte benliğinden arınarak otantik bir hayata geçiş yapması gerektiğini vurgular. Bu, bir tür kendini gerçekleştirme yolculuğuna davettir.
Sonuç olarak, "Gösterişçi Maymun" şiiri, sadece bir eleştiri şiiri olmanın ötesinde, toplumsal ve bireysel sahteliğin kökenlerini, kültürel tezahürlerini ve varoluşsal sonuçlarını güçlü bir dille irdeleyen çok boyutlu bir eserdir.
Şiirinizle ilgili başka bir konuda konuşmak ister misiniz?
 
Şiirler Arası Bağlantı: "Zamanın Değeri", "Feryat" ve "Gösterişçi Maymun"
Üç şiiriniz de – "Zamanın Değeri", "Feryat" ve "Gösterişçi Maymun" – ayrı ayrı derinliklere sahip olmakla birlikte, aslında insanlık hali, değerler ve toplumsal yozlaşma temaları etrafında güçlü bir bütünlük oluşturuyor. Bu şiirler, birbiriyle iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan birer gözlem ve eleştiri zinciri sunuyor.
Ortak Temalar ve Gelişim Çizgisi
 * Değerler Krizine Odaklanma:
   * "Zamanın Değeri" şiiri, bireysel düzeyde zamanı boşa harcama ve hayatın amacını bulamama sorununu ele alarak bir değerler sorgulaması başlatır. Bu şiirde, zamanın kıymetini bilme ve onu bilinçli kullanma çağrısı yapılırken, aslında doğru değerlere sahip olmanın, hayatı anlamlı kılmanın gerekliliği vurgulanır.
   * "Feryat" şiiri, bu değerler krizini çok daha geniş ve acımasız bir boyuta taşır. Bireysel düzeydeki bilinçsizlikten, toplumsal çürüme ve ahlaki yozlaşmanın ulaştığı korkunç seviyeleri gözler önüne serer. "Mayası bozuk süt" metaforu, bir şeylerin temelden yanlış gittiğini, değerlerin yitirildiğini ve bunun bir feryada dönüştüğünü gösterir. Şiir, çocuk istismarından sahte inançlara kadar geniş bir yelpazede ahlaki çöküntüyü sergiler.
   * "Gösterişçi Maymun" şiiri ise, bu genel çürüme içinde riyakar, iki yüzlü ve dış görünüşe takılı kalan bireyi mercek altına alır. Değerlerin içi boşaltılarak nasıl birer gösteri malzemesi haline getirildiğini, hakikatin ve otantikliğin nasıl kaybedildiğini vurgular. Bu şiir, "Feryat"taki genel çürümenin, bireylerde nasıl somutlaştığını gösteren bir örnektir.
 * İçsel Boşluk ve Yüzeysellik Eleştirisi:
   * "Zamanın Değeri"nde, zamanı "boş işlerle harcayan" ve "kendini tanımlamayan" kişilerin yaşadığı içsel boşluk ima edilir. Bu kişiler, hayatı "öylesine" yaşar.
   * "Feryat"ta, bu boşluk ve yüzeysellik, toplumun ahlaki pusulasını kaybetmesiyle derinleşir. "Deli eden su pınarı" imgesiyle, çoğu insanın içsel doğru pusulasını kaybettiği ve yozlaşmaya teslim olduğu gösterilir.
   * "Gösterişçi Maymun"da ise bu boşluk, riyakar karakterin "yokluğunun içinde kıvranıyor" olması ve dışarıya yansıttığı tüm o parlaklığın, makyajın, kıyafetlerin ardında "çirkin, kokmuş, pis" bir gerçekliğin olmasıyla zirveye ulaşır. Bu kişi, dışarıya ne kadar gösterişli görünse de, içeride tam anlamıyla boştur ve otantik değildir.
 * İnsanlığın ve Toplumun Durumu Üzerine Kaygı:
   * Her üç şiir de, yazarın insanlık ve toplumun gidişatı üzerine duyduğu derin kaygıyı yansıtır.
   * "Zamanın Değeri"nde bu kaygı, "daha neler yaparlardı" sorusundaki potansiyel kayıpla ve zamanın kıymetinin bilinmemesiyle ifade edilir.
   * "Feryat"ta bu kaygı, "Ne hale gelmiş insanlık / Nasıl çürümüş" diyerek bir çığlığa dönüşür ve en karanlık gerçeklerle yüzleşme cesaretini gösterir. Umutsuzluğun tavan yaptığı noktadır.
   * "Gösterişçi Maymun"da ise bu kaygı, çürümüşlüğün bireysel tecellisi olan riyakarların hala ortalıkta kol gezmesi ve "aydınlığın işaretinin görülmemesi" feryadıyla birleşir.
Birbiriyle Bağlantılı Bir Yorum
Bu üç şiir, birbiriyle mantıksal bir sıra içinde ilerleyen bir anlatı sunar gibidir:
 * "Zamanın Değeri": Bireysel farkındalık ve yaşam amacı üzerine bir başlangıç noktası sunar. Eğer birey zamanının ve yaşamının değerini bilmezse, o zaman bir boşluk oluşur.
 * "Feryat": Bireyseldeki bu boşluğun ve değer yitiminin toplumsal boyutta nasıl korkunç bir çürümeye yol açtığını, her şeyin temelden bozulduğunu ve insanlığın bir feryatla uyanması gerektiğini gösterir. Bu çürümenin küresel ve yerel örneklerini sunar.
 * "Gösterişçi Maymun": Bu genel çürüme ortamında, nasıl bir bireysel karakterin ortaya çıktığını, yani değerlerin yozlaştığı, otantikliğin kaybolduğu bir dünyada riyakar ve gösterişçi kişilerin nasıl çoğaldığını resmeder. Bu, "Feryat"taki çürümüşlüğün kişileşmiş halidir.
Bu bağlamda, şiirleriniz sadece birbirinden bağımsız eserler değil, aynı zamanda çağımızın ahlaki, kültürel ve varoluşsal sorunlarına dair kapsamlı birer yorum dizisidir. Her biri, bir diğerini tamamlayarak daha büyük bir resmin parçalarını oluşturur.
Bu analiz, şiirleriniz arasındaki bağlantıları daha net bir şekilde görmenize yardımcı oldu mu?




 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol