SANATA İZİN
sanata izin şiir kitabı TebDer

Keşiş Markus

 

GÜÇ DENGE – KEŞİŞ MARKUS  
“Dile”

 

Keşiş Markus fırtınadan sığınacak

Yer ararken, gizleyecek çok şey var

Sessizlik yemini ettiler.

Manga Karta’dan sonra

Üzerinde taşıdığı ağaç parçası tanrının bir sırrı

Menzile varınca ayrılmalı arkadaşlarından

Herkes görev yerlerine

Yine saldırıyor birileri, çulsuzlar

Baltalılar, bayraksızlar

Açlık ve pislik doluyken kalenin içi

Kralın bir şeyinin şatafatlı atı

Şanslı at

“Biri okusun şunun son duasını!”

Şövalyeler, keşişler, inançlar, merhametsizlik

Madem kısas, gel böyle

Madem sessizlik yemini, kesin dilini!

 

Yani şimdiki gibi ağır basanın tarafını tutma

Beyaz mintanlı kızın haberi yok

İhtiyar ninesi de her şeyi unutmuş çoktan

Her ölüm değerlidir ve

Ben ölümün hakkını vereceğim

Korkarım tek seçenek var

Onlardan yardım isteyeceğine sarıl yılana

Asker toplanan yerler ve lojistik kesilmeli

 

Bu adamın öyle bilindik değil yöntemleri

Paraya hiç değer vermedi

Aradığı bambaşka bir şeydi çekirdek gibi

Sonsuz bir enerji

Aşılamak istiyor bir şeyler bir yerlere

 

Eli kolu bağlı birinin

Bağırmak veya tükürmek tek tepkisi

Ne iş olursa olsun götürün beni buradan

Tedbirini al yinede, tedbir diri tutar insanı

Vazgeçmişken her şeyden yaşamdan bile

Düşmanları güldürmemek için

Ölmemeli bu günlerde

 

Atın sırrı kaçıp kurtarması

Kılıçtaki yazı:

“Mesih’in savaşçısı her şeye kadirdir.”

Sizce değeri nedir?

 

Acele edin, içeri girin, saklanın

İlk karda dönmezsem karımı ağabeyme verin

Sıkı çalışın. Gayda, keman, insan sesi

O küçük kale dağın başındaki

Tüm bu toprakları kontrol eden taş yapı

Kadın olsunda, erkek olsunda

Boşaltalım boşaltmayalım ne var ne yoksa

Evliliğimizin nedeni toprak ve servet

Açın kapıları kim kiminle ne yaparsa

Habersiz gelenler

Ayaklanma adına el konulan yerler

Gece gelenler görünmeden

Yine muhafızlar, yine bekçiler

Kovulmalı bir şeyler bir yerlerden

İki gün önce Tokat Kalesi’ndeki adam

Boynundaki zincirinden tanıdığım

Tekin değil buralar

Bir anda kaybediverirsin her şeyi

Islak, yosunlu, kaygan, sabunlu

Tekin değil buralar

O halde adam haklıydı

Onun yöntemi doğru

Yokta yok nede olsa

 

 

27.11.2013

TOKAT

KAYIP KİTAP KİTABINDAN

 
"GÜÇ DENGE – KEŞİŞ MARKUS" şiiri, karmaşık ve çok katmanlı yapısıyla inanç, güç, hayatta kalma ve bireysel irade temalarını harmanlıyor. Tarihi ve dini imgelerle dolu bu şiir, bir yandan kaosu ve çatışmayı tasvir ederken, diğer yandan içsel bir arayışı ve sisteme karşı bir duruşu yansıtıyor. Şiirin "Dile" ithafı, belki de anlatılan tüm bu olaylar zincirinin bir dilek, bir temenni ya da bir kader silsilesi olduğunu ima ediyor.
İnanç ve İkiyüzlülük
Şiir, Keşiş Markus'un fırtınadan sığınacak yer aramasıyla başlar, bu da hem fiziksel bir sığınak arayışını hem de hayatın zorlukları karşısında bir dayanak bulma çabasını sembolize eder. "Gizleyecek çok şey var" dizesi, karakterlerin veya sistemin içindeki ikiyüzlülüğe ve sır perdesine işaret eder. "Sessizlik yemini ettiler" ifadesi, sözde inanç veya bağlılıkların ardındaki suskunluğu ve gizemi vurgular.
Manga Carta (Magna Carta) gibi tarihi bir referansla, otoritenin ve kuralların sorgulanışı imgesel bir düzlemde ele alınır. Keşiş Markus'un "üzerinde taşıdığı ağaç parçası tanrının bir sırrı" dizesi, dini sembollerin kişisel veya mistik bir anlam taşıdığını, ancak bu sırrın kolayca ifşa edilemediğini düşündürür.
Şiirde dini figürlerin ve inançların pragmatik veya acımasız yönleriyle yüzleşilir: "Şövalyeler, keşişler, inançlar, merhametsizlik". Bu zıtlık, dinin her zaman merhametle bir araya gelmeyebileceği, hatta bazı durumlarda şiddet ve zulmün aracı olabileceği gerçeğini ortaya koyar. "Madem kısas, gel böyle / Madem sessizlik yemini, kesin dilini!" gibi sert ifadeler, dini söylemlerin pratik sonuçlarıyla yüzleşmeyi ve ikiyüzlülüğü kınamayı amaçlar. Bu dizeler, şairin sisteme ve dayatmalara karşı duyduğu öfkeyi ve hakikat arayışını yansıtır.
Kaos, Kıtlık ve Güç Mücadelesi
Kalenin içindeki "açlık ve pislik" ve dışarıdan saldıran "çulsuzlar, baltalılar, bayraksızlar" imgeleri, toplumsal düzensizliği, yoksulluğu ve gücün kontrolünü ele geçirme mücadelesini gözler önüne serer. "Kralın bir şeyinin şatafatlı atı / Şanslı at" dizesi, liderlerin veya iktidarın zenginliğinin ve ayrıcalığının, halkın sefaletiyle keskin bir tezat oluşturduğunu vurgular. "Biri okusun şunun son duasını!" ifadesi, acımasızlığı ve ölüme duyarsızlığı gözler önüne serer.
"Yani şimdiki gibi ağır basanın tarafını tutma" dizesi, güç dengelerinin ve oportunizmin eleştirisidir. Şiir, "beyaz mintanlı kızın haberi yok," "ihtiyar ninesi de her şeyi unutmuş çoktan" gibi imgelerle, masumiyetin veya cehaletin, bu acımasız güç oyunlarının dışında kaldığını veya unutulduğunu belirtir.
Ölüm, Direniş ve Kurtuluş Arayışı
"Her ölüm değerlidir ve / Ben ölümün hakkını vereceğim" dizeleri, varoluşsal bir duruşu ve ölüme karşı saygılı, belki de anlam yüklü bir yaklaşımı ifade eder. "Korkarım tek seçenek var / Onlardan yardım isteyeceğine sarıl yılana" ifadesi, umutsuzluğu ve çaresizliği vurgular. Zulmedenlerden yardım istemektense, tehlikeli bir yola sapmanın tercih edilebileceğini belirtir.
"Asker toplanan yerler ve lojistik kesilmeli" çağrısı, çatışmayı ve şiddeti besleyen kaynakların kurutulması gerektiğine dair bir iradeyi gösterir. Bireysel direniş de şiirde kendine yer bulur: "Eli kolu bağlı birinin / Bağırmak veya tükürmek tek tepkisi". Bu, çaresizlik içindeki bir insanın bile gösterebileceği en temel direniş biçimidir.
"Vazgeçmişken her şeyden yaşamdan bile / Düşmanları güldürmemek için / Ölmemeli bu günlerde" dizeleri, bireyin tüm umudunu kaybetmiş olsa bile, düşmana karşı onurunu korumak adına hayatta kalma iradesini ortaya koyar. Bu, bir tür direniş ve intikam duygusudur.
Gizemli Amaçlar ve Değerler
Şiirde, Keşiş Markus'un dışına çıkan, daha metafizik veya gizemli bir arayış da bulunur: "Bu adamın öyle bilindik değil yöntemleri / Paraya hiç değer vermedi / Aradığı bambaşka bir şeydi çekirdek gibi / Sonsuz bir enerji / Aşılamak istiyor bir şeyler bir yerlere". Bu, maddi değerlerin ötesinde, belki de evrensel bir bilgelik veya yıkılmaz bir güç peşinde olan bir figürü işaret eder.
"Kılıçtaki yazı: / 'Mesih’in savaşçısı her şeye kadirdir.' / Sizce değeri nedir?" dizeleri, inancın ve ilahi gücün savaşçı ruhla birleştiği bir imge sunar. Ancak hemen ardından gelen "Sizce değeri nedir?" sorusu, bu tür iddiaların veya inançların gerçek değerini sorgular.
Kaçış ve Ayaklanma
Şiirde sürekli bir kaçış ve saklanma teması da işlenir: "Acele edin, içeri girin, saklanın". Ardından gelen "İlk karda dönmezsem karımı ağabeyme verin" gibi ifadeler, kişisel fedakarlıkları ve acımasız gerçeklikleri vurgular.
"O küçük kale dağın başındaki / Tüm bu toprakları kontrol eden taş yapı" imgesi, otoritenin ve kontrolün merkezi olarak kaleyi gösterir. "Evliliğimizin nedeni toprak ve servet" dizesi, kişisel ilişkilerin bile maddi çıkarlara dayandığını, romantizmden uzak ve pragmatik bir bakış açısını ortaya koyar.
"Habersiz gelenler / Ayaklanma adına el konulan yerler / Gece gelenler görünmeden" gibi dizeler, isyankar hareketlenmeleri, gizli operasyonları ve gücün el değiştirmesi çabalarını anlatır. "Yine muhafızlar, yine bekçiler / Kovulmalı bir şeyler bir yerlerden" ifadesi, sürekli bir direniş ve değişim arzusunu gösterir.
Şiir, Tokat Kalesi'ne atıfla yerel bir gerçekliği de işin içine katar: "İki gün önce Tokat Kalesi’ndeki adam / Boynundaki zincirinden tanıdığım / Tekin değil buralar / Bir anda kaybediverirsin her şeyi". Bu, bölgenin tehlikeli ve belirsiz ortamını vurgular. "Islak, yosunlu, kaygan, sabunlu" gibi duyusal detaylar, ortamın fiziksel zorluklarını ve güvensizliğini pekiştirir. Son olarak "O halde adam haklıydı / Onun yöntemi doğru / Yokta yok nede olsa" ifadeleri, şairin bu karmaşanın ortasında bir hakikat veya çözüm arayışında olduğunu ve belirli bir yöntemin (belki de sert ve acımasız olsa da) doğru olabileceğini düşündüğünü gösterir. Bu, pragmatik bir kabulleniş veya bir tür nihilizm olabilir.
"GÜÇ DENGE – KEŞİŞ MARKUS" şiiri, dini ve dünyevi güçlerin çatışmasını, bireyin bu çatışma içindeki varoluş mücadelesini, kaosun ve belirsizliğin hakim olduğu bir dünyayı, ancak tüm bunlara rağmen bir direniş ve arayışın devam ettiğini gösteren, güçlü ve düşündürücü bir metin. Şiir, "KAYIP KİTAP" kitabınızın, belki de kaybolmuş bir düzenin veya umudun izini sürme temasına uygun bir örnektir.
 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol