SANATA İZİN
sanata izin şiir kitabı TebDer

Toplum İnsan Bilgi

 

“Büyük Öğretmenlere”
TOPLUM İNSAN BİLGİ 

    

Robinson hikayeleri ne kadar yaygındır.

Issız adaya düşen yalnız bir adam.

İlham vermiştir düşünürlere bile.

Öyle değilsin ama olsaydın.

Yalnız adanda Robinson sen olsaydın.

Yapacağın işler ne olurdu?

Aradın ve insan bulamadın

Yalnızsın, yapayalnız ne yapacaksın

Kul Himmet Dede’den yardım alalım.

“Üryan geldim, yine üryan giderim.”

Yalnızlık Felsefesi

Yürekte bir titreme, ürperme, korku

 

Sosyolojinin üç temel yasasından

Birisi, insanın sosyal varlık olması

Toplumsallık yani ilişki kurama

 

Gelmişsem gelmişim

Gideceksem gideceğim. Ne yani!

Kurtulamadığın soru sürekli. Neden?

Daha iyi, ileri, güzel

Özellikle mutlu ama nasıl?

Döndük mü yeniden en başa

O halde, cevapsız bırakmadan

En baştan da olsa korkmadan

Teker teker cevaplayıp soruları

Hatta not edip yazıp bir yerlere

Bırakmak sonrakilere

Ki onlarda uğraşmasınlar bu kadar

Kolayca yol alsınlar.

 

Evet

Bizden öncekilerde düşündü, yazdı.

Âmilî’yi duydunuz mu

Çıkamayacağı bir çukurdadır

Suçu; öğretmenlik yine

Zamanın idaresine ters düşüren

Aydınlık, bilgi sevilmez bazı yerlerde

Atılır Âmilî bir çukura ama üstü açıktır

Kuruyan yapraklar, dallar düşer çukura

İşte tamda orada,  o çukurda

Yazılır bir kitap, kuru gazellerden

Kuru diken ile. Mürekkebi?

Parmaktan, diken batırılarak alınan kan!

Parmağına batırır ve yazar

Bu kadar değerlidir bilgi.

 

Şimdi internet çağı

Gençler kıymetini bilmiyorsa

Eski örneklere bakmalı

Her şeyden çok

Doğru bilgiye sarılmalı

Yobazın nefesinden, baskıcı zorbanın

Entrikalarından kaçarak

Aydınlık günleri kurarak.

 

13.05.2011

TOKAT

TOPLUM İNSAN BİLGİ: Edebi, Kültürel ve Felsefi Analiz
Erkan Yazargan'ın "TOPLUM İNSAN BİLGİ" şiiri, "Büyük Öğretmenlere" ithafıyla, insanın sosyal doğasını, bilgiye ulaşmanın ve aktarmanın önemini, cehaletle mücadelenin zorluklarını ve aydınlık bir gelecek inşa etme umudunu işleyen, didaktik ve ilham verici bir metindir. Şiir, bilgiye verilen değeri ve bu değerin kuşaklararası aktarımının gerekliliğini vurgular.
1. Edebi Analiz
"TOPLUM İNSAN BİLGİ", serbest nazım biçiminde, sorgulayıcı, didaktik ve umut veren bir üslupla yazılmıştır. Şiir, soyut felsefi kavramları somut örnekler ve retorik sorularla harmanlayarak okuyucuyu düşündürmeyi amaçlar.
 * Sorgulayıcı Başlangıç ve Robinson Metaforu: Şiir, popüler kültürden alınan Robinson Crusoe hikayesi ile başlar. "Issız adaya düşen yalnız bir adam" imgesi, insanın temel sosyal doğasını sorgulamak için bir başlangıç noktası sunar. "Yalnız adanda Robinson sen olsaydın. / Yapacağın işler ne olurdu?" gibi sorular, okuyucuyu aktif olarak düşünmeye davet eder ve bireyin toplumsallık dışındaki varoluşunun anlamsızlığını gösterir.
 * Yalnızlık Felsefesi ve Kul Himmet Dede: "Yalnızlık Felsefesi" ifadesi, konunun felsefi boyutunu vurgular. "Üryan geldim, yine üryan giderim" dizesiyle Kul Himmet Dede'ye yapılan gönderme, insanın dünyaya tek başına geldiği ve tek başına gittiği evrensel hakikatini, varoluşsal yalnızlığını şiire taşır. Bu yalnızlığın getirdiği "yürekte bir titreme, ürperme, korku", insanlığın temel bir endişesidir.
 * Didaktik Ton ve Cevap Arayışı: Şiir, sosyolojinin temel yasalarından birine ("insanın sosyal varlık olması") atıfta bulunarak didaktik bir dil benimser. "Gelmişsem gelmişim / Gideceksem gideceğim. Ne yani! / Kurtulamadığın soru sürekli. Neden?" gibi sorular, yaşamın anlamına ve amacına yönelik felsefi bir arayışı temsil eder. Şair, bu soruların "cevapsız bırakılmadan", "teker teker cevaplayıp", "not edip yazıp" sonraki nesillere bırakılması gerektiğini vurgulayarak, bilginin aktarımının önemini altını çizer.
 * Âmilî Hikayesi ve Bilginin Değeri: Şiirin en güçlü edebi ve sembolik bölümlerinden biri, Şeyh Bahai olarak bilinen Bahâ’eddin Muhammed Âmilî'nin hikayesidir. "Çıkamayacağı bir çukurdadır / Suçu; öğretmenlik yine", "Aydınlık, bilgi sevilmez bazı yerlerde" dizeleri, bilginin ve aydınlanmanın baskıcı rejimler tarafından nasıl cezalandırıldığını gösterir. "Kuru gazellerden / Kuru diken ile. Mürekkebi? / Parmaktan, diken batırılarak alınan kan!" gibi imgeler, bilginin elde edilmesinin ve aktarılmasının bedelini, adanmışlığı ve zorluklarını dramatik bir şekilde vurgular. Kan, fedakarlığın ve bilginin can pahasına kazanıldığının sembolüdür.
 * Teknolojinin Getirdiği Paradoks: "Şimdi internet çağı / Gençler kıymetini bilmiyorsa / Eski örneklere bakmalı" dizeleri, bilginin artık çok daha erişilebilir olduğu modern çağ ile bu bilginin değerinin yeterince anlaşılmaması arasındaki paradoksu dile getirir.
 * Çağrı ve Umut: Şiir, "Her şeyden çok / Doğru bilgiye sarılmalı / Yobazın nefesinden, baskıcı zorbanın / Entrikalarından kaçarak / Aydınlık günleri kurarak." ifadeleriyle bir çağrı ve umut mesajı verir. Bu, aydınlık bir gelecek için bilginin rehberliğinde cehalet ve baskıya karşı durmanın gerekliliğini vurgular.
2. Kültürel Analiz
Şiir, insanlığın ortak kültürel mirasındaki bilgiye verilen değeri, "büyük öğretmenler" ve aydınların toplumdaki rolünü, bilgi ve cehalet arasındaki kültürel çatışmayı inceler.
 * Robinson ve Birey Kültü: Robinson Crusoe hikayeleri, Batı kültüründe bireyin yalnızlık, hayatta kalma ve kendini yeniden yaratma temalarını temsil eder. Şiir, bu kültürel arketipi, insan doğasının sosyal yönünü vurgulamak için bir başlangıç noktası olarak kullanır.
 * Alevi-Bektaşi Kültüründen Kul Himmet Dede: "Üryan geldim, yine üryan giderim" dizesi, Alevi-Bektaşi geleneğinden önemli bir halk ozanı olan Kul Himmet Dede'ye gönderme yapar. Bu ifade, tasavvufi düşüncede varoluşun yalınlığını ve dünyevi bağlardan azade olmayı simgeler. Bu, şiire Anadolu irfanından kültürel bir boyut katar.
 * Doğu Bilgeliği ve Âmilî (Şeyh Bahai): Âmilî'nin hikayesi, özellikle İslam coğrafyasında ilim ve bilginin ne denli değerli olduğunu, ancak aynı zamanda baskıcı rejimler altında bilginin ve aydınlığın nasıl cezalandırılabileceğini gösteren kültürel bir örnektir. Âmilî'nin kanıyla kitap yazması, Doğu kültüründe bilgiye verilen kutsal değeri ve bu uğurda yapılan fedakarlığı vurgular. Bu, bilginin sadece zihinsel değil, aynı zamanda manevi ve fiziksel bir bedeli olan kültürel bir miras olduğunun göstergesidir.
 * Bilgi Çağı ve Değer Yitimi: "Şimdi internet çağı / Gençler kıymetini bilmiyorsa" ifadesi, modern teknoloji çağında bilginin kültürel olarak nasıl tüketildiğini ve değerinin nasıl göz ardı edilebildiğini sorgular. Bu, geleneksel bilgiye saygı kültürü ile yeni neslin bilgiye yaklaşımı arasındaki kültürel farka dikkat çeker.
 * Yobazlık ve Aydınlanma Çatışması: "Yobazın nefesinden, baskıcı zorbanın / Entrikalarından kaçarak" ifadesi, bilginin ve aydınlanmanın önündeki kültürel engelleri, yani cehaleti, dogmatizmi ve otoriterliği temsil eder. Bu, Doğu toplumlarında sıklıkla görülen bir aydınlanma-gericilik çatışmasıdır.
3. Felsefi Analiz
Şiir, insan doğası, bilginin değeri, cehalet, aydınlanma, sosyal varlık olmak, özgür irade ve gelecek inşası gibi temel felsefi kavramlar üzerine yoğunlaşır.
 * İnsanın Sosyal Varlık Olması Felsefesi: Şiirin başlangıcı, insanın sosyal bir varlık olduğu ve ancak toplumsal ilişkiler içinde anlam bulabileceği temel sosyolojik ve felsefi ilkesini vurgular. Yalnızlık, bu ilkenin karşıtı olarak, varoluşsal bir korku ve anlamsızlık nedeni olarak sunulur.
 * Bilginin Varoluşsal Değeri: Âmilî hikayesi üzerinden, bilgiye ulaşmak ve onu korumak için çekilen çileler, bilginin sadece entelektüel birikim değil, aynı zamanda varoluşsal bir değer ve insan onurunun bir parçası olduğu felsefesini taşır. "Bu kadar değerlidir bilgi" dizesi, bu felsefeyi özetler.
 * Cehalet ve Kötülük İlişkisi: "Aydınlık, bilgi sevilmez bazı yerlerde" ve "Yobazın nefesinden, baskıcı zorbanın / Entrikalarından kaçarak" gibi ifadeler, cehalet ve baskıcı rejimler arasındaki felsefi ilişkiyi vurgular. Bilgisizliğin, baskının ve kötülüğün yayılmasına zemin hazırladığı felsefesidir.
 * Kuşaklararası Sorumluluk: Soruların cevaplanıp "sonrakilere" bırakılması, insanlığın bilgi birikimini ve tecrübelerini gelecek nesillere aktarma ahlaki sorumluluğunu felsefi olarak işler. Bu, kolektif ilerlemenin ve tekamülün temelidir.
 * Varoluşsal Neden ve Amaç Arayışı: "Neden?", "Daha iyi, ileri, güzel / Özellikle mutlu ama nasıl?" gibi sorular, insanın varoluşsal neden ve amaç arayışını felsefi olarak yansıtır. Şiir, bu soruların cevabının bilgi ve toplumsal ilişkilerde yattığını ima eder.
 * Aydınlanma ve Gelecek İnşası: Şiir, cehaletin ve baskının üstesinden gelinerek "Aydınlık günleri kurarak" ve "üstünde rengârenk çiçekler" açan bir toplum yaratma felsefesini savunur. Bu, insanlığın potansiyeline ve daha iyi bir geleceği inşa etme kapasitesine olan inancın ifadesidir.
Genel Değerlendirme
Erkan Yazargan'ın "TOPLUM İNSAN BİLGİ" şiiri, insanın sosyal doğasını, bilginin ve aydınlanmanın varoluşsal önemini, cehalet ve baskıyla mücadelenin zorluklarını ve gelecek nesillere aktarılması gereken bilgi mirasının kutsallığını işleyen güçlü ve didaktik bir eserdir. Şiir, Robinson Crusoe'dan Kul Himmet Dede'ye, Âmilî'den internet çağına uzanan geniş bir kültürel ve tarihsel yelpazede, bilginin insanlık için taşıdığı değeri vurgular.
Şiirlerinizin genelinde gözlemlediğimiz gibi, bu şiirde de yalın, ancak son derece etkileyici ve düşündürücü bir dil kullanılarak, kompleks toplumsal, kültürel ve felsefi meseleler anlaşılır bir biçimde sunulmuştur. "TOPLUM İNSAN BİLGİ", okuyucuyu bilgiye sarılmaya, aydınlık bir gelecek için mücadele etmeye ve "büyük öğretmenlere" kulak vermeye davet eden ilham verici bir metindir.
Umarım bu detaylı analiz, "TOPLUM İNSAN BİLGİ" şiirinizin katmanlarını daha da görünür kılmıştır.

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol